bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tespih çekin, iyi gelir.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      son bir haftada daha yoğun hissediyorum acının keskinliğini. bazen geceleri de uyuyamıyorum. her sabah 7 de uyanıp ağrılarımla başbaşa kalınca birkaç kat daha hissediyorum acıyı. hemen maskemi takıyorum, sanki çok mutluymuşum gibi davranıyorum; acı katsayısı 100 e çıkıyor. okula gidiyor, derslerde uyumamaya çalışıyor, dinliyor ama hiçbi şey anlayamıyorum. okuldan çıkıyor koştur koştur işe gidiyorum, arkadaşlarım kafelere, alışveriş merkezlerine giderken yine aynı cümleyi kullanıyorum: gelemem işe gitmem lazım. işten çıkıyorum, yine koşa koşa tramvaya yetişmeye çalışıyor, yurdun son giriş saatinden 10-15 dakika önce yurda giriyorum. yemek yerken her lokma canımı yakıyor. canımı en çok yakan, annemle konuşup bir kerecik, anne ben çok yoruldum bugün, diyemiyorum. babamın beyinsizliği yüzünden her şeyimizi kaybettik, hala gurur yapıyor beyfendi, kredi almama izin vermiyor, çalışmama izin vermiyor. gönderdiği az miktarda paranın yeteceğini düşünüyor. yetmiyor diyemiyorum, onun yerine annem işteyken ararsa sessiz bi yere çekilip: yurttayım anne diyorum. yalan söylemek canımı yakıyor. ben çok yoruldum anne..
    3. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimizde.
      2bunu yazmak için gelmiştim - kullaniciadibulamayanyazar 10.03.2017 21:55:55 |#3246514
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eşittir fenerbahce maclarını izlemek
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      özgürlükse özgürüz ikimiz de
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gerekirse da çekeceksin mutsuz da olacaksın çünkü ne demişler "kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?"
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlangıç editi: kafam güzel yazım yanlışları çeşitli saçmalamalar için şimdiden özür diliyorum çeşitli acılar çektim. ölümler olsun, kayıplar olsun, hayal kırıklıkları olsun dediğim gibi çeşitli acılar çektim. bu zamana kadar sevmenin güzel bir duygu sevilmenin ise dünyada ki en güzel duygu olduğunu düşünmüşümdür her zaman. ben insanları hep sevmeye çalıştım. bazılarını çok sevdim, bazılarını çok güzel sevdim. bu güzel sevdiklerimi her zaman elimde tutmak istedim. düşündüm ki onlar benim hayatta olma sebeplerim. tanrı tarafından doğmam gerektiği kararlaştırıldı. sonra doğacağım tarih belirlendi varsa kader diye bir şey sevmem gereken insanlar belirlendi. hayatımın çizgisi çizildi. şu anda bu yazıyı yazarken biramdan bir yudum daha almam kesinleşti. ha kader diye bir şey yoksa her şey tesadüf ben bu kadar tesadüfün içine edeyim. dediğim gibi her zaman sevmeye çalıştım bazılarını çok sevdim bazılarını güzel sevdim. lise yıllarımdan bahsetmek istiyorum size. meslek lisesinde okuduğum için okulda sayılı olan kızlara aşık oldum. çok fazla seçeneğimiz yoktu. bazıları lise reisleri tarafında kapılmış diğerleri lisenin yakışıklılarına aşık zaten bize kalanlar kimsenin bakmadığı ezik diye tabir edilen tiplerdi. hiç bir zaman insanları dış görünüşüne göre yargılamadım. sevdim çirkin olsam da sevdim. lise yıllarım sakin geçti bahsettiğim sebeplerden dolayı. dershane yıllarımda bir kızı sevdim. adı nurcan olsun. ne zaman birini sevsem hep imkansız aşk gibi gelmiştir. ergenlik zamanlarını bilirsiniz. kızlar kendinden büyük erkeklerden hoşlanır. o zamanlar benim sevdiğim kızında bizden yaşça büyük bir sevgilisi var. tabi ergenlik zamanları biz bunu dert edip faça atmalar arkası kesilmeyen sigaralar yakmalar dünyanın bütün yükü benin omuzumda havaları ne kadar trip ararsan bende. çok yazdım biradan bir yudum daha alayım geliyorum. olmadı sonuç olarak ben o bilinen hepimizin yaşadığı içimizin sızlaması diye dile getirdiğimiz acıyla geçirdim ergenlik yıllarımı. sonra öğrendim ki yine kendinden yaşça büyük birinden hamile kalmış ayrıca evli bir adam çocuğunu aldırmış falan filan. en son konuştuğumuzda keşke senin beni sevdiğin zamanlara dönebilseydim demişti. sonra üniversite yılları geldi tabi. arsız gönül bu durur mu sevmeye devam ediyor. üniversite yıllarımı deli dolu geçirmek için kendimi ikna ettim. eskiden yaptığım hataları yapmayacağım kimseye bağlanmayacağım en güzel ben yaşayacağım. tabi bu söylediklerimi yerine getirebildim mi ? tahmin ettiğiniz gibi hayır. o zamanlar fuck buddy kavramının yeni yeni ülkemize girdiği zamanlar. insanların kulaktan duyma şeylerle hadi fuck buddy olalım dediği zamanlar. bu gözler birbirine trip atan fuck buddyler gördü. her neyse ben de bu akım kapılmış kendime bir fuck buddy bulmuştum. ortada hiö bir trip yok sadece sevişmek için birbirimizi kullanıyoruz. kendime verdiğim sözü tutuyorum . çok güzel bir hayat yaşıyorum. kimseye bağlanmıyorum falan ama salak ben seviştiğim kıza aşık oluyorum. yine bana hüsran yine bana keder. bu yaşadığım her olayda acının şiddeti biraz daha artıyor. yaşlanmamdan mı yoksa tekrar tekrar deneyip olmamasında mı bilmiyorum. her seferinde daha zor geldi çektiğim acılar. üniversite hayatını bir şekilde atlattık. her üniversite mezunu gibi işsiz grubuna dahil oldum. öğretmenlik mesleğini yerine getirmek için şart olan kpss ( kamu personeli seçme sınavı) na girmek için kursa gittim. dershaneler kapatıldıktan sonra adı meslek edinme kursu olan kurslara. güzel ülkemde her şeyin bir çözümü var. bu gönül akıllanır mı? tabi akıllanmaz sevmeye devam ediyor. yine birini sev yine hüsran uzatmaya gerek yok. yıllar geçiyor hiç bir şey başaramıyorsun. bu kendi mallığından da olabilir devletin sana sunduğu imkanlardan da orası önemli değil. bu zamana kadar tek bir şeyden vazgeçmedin. sevmekten son sevdiğin insan bundan vazgeçmene sebep oldu. doğumunda beri sürekli birilerini isteyerek veya istemeyerek seviyorsun. her zaman sevdin hiç sevmekten vazgeçtin mi ? ben bir kızı sevdikten sonra sevmekten vazgeçtim. akan göz yaşlarım şahit olsun bu gece doğan ay şahit olsun çalan şarkılar, akvaryumdaki balıklar, esen rüzgar , dua edilen tanrı, seni yeneceğim denilen istanbul, geçilemeyen çanakkale, içilen son yudum bira, sigaradan alınan son duman, alınan son nefes, görülen son göz, duyulan son ses, sevilen son insan, hissedilen son acı şahit olsun ben çok acı çektim. tanım yapacak olursak: kişiden kişiye değişen sınırları bulunan hayat denen şu zamanda insana çile için gönderilmiş duygu. şarhoş editi: bu yazıyı belki hiç okuma şansı elde edemeyeceksiniz okusanız da bir işinize yaramayacak. gerçi bunu okuyorsanız tamamını okumuş oluyorsunuz. abilerim ablalarım kardeşlerim benden size bir tavsiye. sevmekten hiç bir zaman vazgeçmeyin. ancak acısını çekmeye hazır olun.2023 de yeni editi atarım belki o zaman acı çekmiyorumdur. bu arada acı çektiren kızın adı da hazal olsun
    8. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu an içinde bulunduğum hissettiğim bu duygudurum nedeni ile her bir zerremin sızladığı , içimin acıdığı hisler silsilesini 3 harf ile anlatma hali. "acı" i̇lk geldiğinde araç içi trafik kazası öyküsü ile geldi. kaburgalarından çoğu kırılmış, akciğerleri parçalanmış hastam. hüseyin. benimle yaşıt. tam 6.5 ay boyunca solunum cihazına bağlı kaldı. yakışıklı çocuktu. saç kıran olmasın uyanınca hayal kırıklığına uğramasın diye saçlarını bebek şampuanı ile yıkadığım, yatak yarası olmasın diye pamuklarla desteklediğim, yüzünü sildiğim hastamın dün gece ölüm raporunun altına kaşemi bastım. hem de uyanmış , solunum cihazından ayrılmış beraber erik yemiş, çay içmiş ve de lacivert -siyah impala hakkında sıkı bir tartışmaya girdikten sonra oldu bu. ben yine her zamanki halimle siyah derken o lacivert diye tutturmuş ve tartışma sonunda kahkahalarla şarkı söylemiş olmamıza rağmen. i̇lk kez onunla şarkı söyledim. bütün bunlardan sonra monitör denen cihazda o düzensizleşen ritimleri görüp yatağına koşup kalp masajı yapmak çok acı verici. o kadar iyi ve güzelken iç kanamadan sadece 10 dakikada kalbinin durması da çok saçma. 55 dakika boyunca yaptığım cpr işe yaramadı. ama çok sevdiğin lacivert impalan az önce sol göğsümün hemen altına çizildi. i̇çi kanayan yalnızca sen olmadın. mutlu uyu hüseyin.
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acı çekmenin yolları vardır. bedensel acılar ve ağrılar vardır. her insanın canı acıyabilir, başına bir iş gelebilir. ama canın acıdı diye başkalarının canını acıtmak çok farklı bir durumdur. sizin eliniz kesilse, başınıza başka bir iş gelse evet biz değil siz yaşadınız bunu ama sizin canınız acırken bizim aynı oranda canımız acıyor. bir acı, bir vaka gerçekleşmesi şart değil illaki yani... (bkz: evet benim başıma gelmedi senin yaşadıkların, ama senin yaşadıkların sana eşdeğer acı veya his verirken ben belki daha fazla acı duyuyordum.) örnek cümlediyle açıklayabiliriz...
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şuan bütün kozmetik markalarından mesaj geliyor. deli gibi indirim yapmışlar ve ben alamıyorum. (bkz: ölüyorum anlasana)
      2ulan aynısı bana da steam indirim haftasında oluyor. - geceucanpirasa 24.01.2018 15:56:51 |#3716382
    11. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "acı çekmenin çekmemekten daha kötü olduğundan emin değilim. bazen acı çekmek daha iyidir. herkes bir kere bunu yaşamalıdır. bizi olgunlaştıran da budur. insan doğasını bu oluşturur. kolay bir hayatınız varsa, başkalarını da düşünmeniz için bir sebebiniz yoktur. kendiniz ve başkası hakkında endişelenmeniz için bir şekilde acıyı yaşamış olmanız, acı çekmenin ne olduğunu bilmeniz gerekir. böylelikle incindiğinizde, incinmenin ne olduğunu anlarsınız. çünkü acının ne olduğunu anlamazsanız, acının olmadığı bir hayatı da anlamaz ve öyle bir hayat için şükredemezsiniz." krzysztof kieślowski
      0adamin adını okuyamiyorum ama cok güzel söylemiş ++ - ruhumdeli 19.05.2018 05:15:58 |#3707379
      1@ruhumdeli kişlovsji - chicagolu 19.05.2018 14:40:20 |#3712625
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sen hiç regl acısını çektinmi brütüs boşversene bunları
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi. -şeker portakalı
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce ölüm vuruşunu yapıp zirveyi gördüm daha kötüsü olamaz ve artık hiçbir şey sarsamaz beni tamam moralim bozulacak ve üzüleceğim ama son artık nasip bu deyip sıradaki gelsin diyorum
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acı çekmenin ne demek olduğunu daha yeni anlıyorum umarım geçiyordur
      1yavaş yavaş alışıyorsun, geçmiyor - cort 30.06.2018 01:09:21 |#3708908
    16. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Düşünmek acı çektirir. Düşünmeyin. Düşünecekseniz de gidin latin kızları, İskandinav erkekleri falan düşünün.
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Acı çekmek, siz onun gereksizliğini fark edene kadar gereklidir. Eckhart tolle Güzel bir söz. Ne kadar acı çektiğinizden daha çok sizde yarattığı değişim önemlidir. Çektiğiniz acı sizde bir değişim yaratmalı. (bkz: acı çekmek özgürlükse özgürüz ikimiz de)
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Acı çeken kimsenin bütün zevki inlemektir bundan bir zevk almasaydı inlemekte direnir miydi? Dostom
      1Yazar diyor ki acı çekmek kaçınılmazsa mazoşist olacaksın. - obeson 27.06.2020 13:39:09 |#3817725
    19. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bazen sırf acı çekmek için nefes aldığımızı düşünüyorum. Hepimiz buraya acı çekmeye gelmişiz gibi. Acı katran pislik ne varsa hepsini yaşayıp ölecekmişiz gibi. Milyarlarca insan var bunu yaşamak için. Acı çekip ölmek için. Bu dünyanın bir terazisi yok, iyi şeyler ve kötü şeyler arasında uçurum var sadece. Arabi bir kadının da dediği gibi, "Kaderine ağıt yakanlar var Yaşarken kendi mezarı başında ağlayanlar var Vaktinden önce yaşlananlar var Bizler bu hayata doyduk."
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de"
    21. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acıyı daima vefâlı olan taraf çeker.
    22. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      acıyı sevmek olur mu?
      3bunun üzerine minik serçe ne diyor, unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir. - zindandaninsanlaramektup 28.12.2021 22:05:04 |#4292353
      2ahahaahah rica ederim :D - cokokolik 29.12.2021 02:19:53 |#4292533
      2ulan yanlış yere yorum attım yav jdnxnsnxnxnxn kusura bakmayın arkadaşlar :D - cokokolik 29.12.2021 02:20:19 |#4292534
    23. 1Bkz saadet partisi propagandasına götürdü la Çıkmasını beklediğim en son şeydi. Verdiğin şaşkınlıktan ötürü bu saatte tebrik ederim..... - fakiiir 28.12.2021 23:36:00 |#4292391
      1ahaah rica ederim :D - cokokolik 29.12.2021 02:20:37 |#4292535
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çekmediğim dertler çile kalmadııı ahdkdmd
    25. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Özgürlükse özgürüz ikimizde
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iyi bir şey galiba ya. şu sıra böyle düşünüyorum. gerçekten acı çekmemiş insanlara baktığım zaman, ki var böyleleri, acı çekmenin iyi bir şey olduğunu düşünür oldum. bir şeylerin bedelini ödemek gerekiyor bu hayatta. yaptığın seçimlerin, kurduğun ilişkilerin vs vs örnek çok da aklıma gelmiyor şimdi. bütün bunların sonunda bir bedel ödemek lazım ki hatalardan ders çıkarabilelim. gerçekten acı çekmemiş insanlar çok bencil, çok zalim ve empati yoksunu oluyorlar. çünkü hayatlarının merkezinde kendileri var. önce kendi istekleri geliyor. bunun sonucunda ikinci ya da üçüncü bir kişinin acı çekecek olması umurlarında olmuyor. şöyle bir bakıyorum etrafıma bazen. kendi dünyamdan nadiren sıyrıldığım anlarda. görüyorum ki acı çekmemek için kaçanlar var. en basitinden örnek vereyim, uyuşturucu, alkol gibi (burada bahsettiğim alkol bağımlısı olanlar) ya da hani şu sıra çok eleştiriliyor ya sürekli sayısız kişiyle flörtleşme, yedek tutma durumu. işte bunların hepsi acil çıkış kapısı. insanlar acıyla yüzleşmemek için kaçıyorlar. bazen diyorum tek mal ben miyim aq? millet acıdan kaçabilmek için her şeyi yaparken ben acının kollarına atlıyorum resmen, tek başıma buna göğüs gercem diye uğraşıyorum, buna rağmen devam etmeye, bununla yüzleşmeye çalışıyorum. mazoşist miyim lan acaba? yine de beni şu an olduğum insan yapan şey tek başıma üstesinden gelmeye çalıştığım acılarım. bunun farkındayım. acı edebiyatı yapacağım da hiç aklıma gelmezdi. ama doğru olan da bu. kaçmayın acılarınızdan. olanı ertelemekten, başkalarına acı vermekten, en çok da kendinize, ruhunuza zarar vermekten başka bir şey değil. burada acılarımızı kucaklıyoruz teması vermek değil amacım, hiç de sevmem öyle sikimsonik kişisel gelişim kitapları cümlelerini. pozitif bir insan da değilimdir, olabilecek en karamsar insanım. demek istediğim şu. insanın kendisiyle yüzleşmesi zor biliyorum. ama bundan kaçtıkça da sahte bir dünyada yaşıyorsunuz. gerek yok. boşa angarya.